Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıl daha sonra Irak‘a tarihi bir ziyaret düzenledi. Devlete Ait temaslarda yer alan Erdoğan, yurda dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, vatandaşı ayaklanma ettiren fahiş fiyatlarla uğraş konusunda önemli mesajlar verdi.

AMBALAJLARIN ÜZERİNE FİYATLAR YAZILABİLİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında “Burada temel önceliğimiz her şeyden önce vatandaşımızın refahıdır. Fahiş fiyatlarla mücadelede yeni ve daha caydırıcı tedbirler ortaya koyabiliriz. Fazla kar hırsı dizginlenmediği müddetçe ne dek maaş artışı yaparsanız yapın sorun devam edecektir. Hele gıda gibi zorunlu kalemlerde buna müsaade edemeyiz. Zorunlu tedbirler için ilgili bakanlıklarımız hemen çalışmalarını yapıyorlar. Kısa süre içinde fiziksel birtakım adımlarla enflasyonu da artıran bu fahiş fiyatlara karşı mücadelemiz kuşkusuz gerçekleşecektir. Ambalajların üstüne fiyatlarının yazılması konusu da düşünülebilir. Burada taviz veremeyiz, üstüne üzerine gideceğiz. Milletimizin yanına varılmaz pahada fiyat yükünün aşağıda ezilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bunu kim yaparsa yapsın bedelini fazlasıyla ödeyecek” dedi.

KAMUDA TASARRUF ADIMLARI

Kamuda tasarruf çalışmalarıyla ilgili de değerlendirmeler bulunan Erdoğan, “Tasarruftan kamuda geveze harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Yani bundan ayrı bir şey anlaşılmamalı. Bütçelerin buna tarafından revize edilmesi için bizler de derhal bir çalışma yapıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tasarruf adımlarını peşine düşüp takip edecek, resmi taşıt kullanımlarından, haberleşme giderlerine, temsilcilik, merasim, ağırlama hizmetlerinden, demirbaş alımlarına değin tüm harcamalar gözden geçirilecektir. Reel ihtiyaçlar tespit edilip gereklilik dışı harcamaların önü kesilecek. Milletimizin refahını artmak için tasarruf tedbirleri edinmek durumundayız. Bunun için de gereği neyse elbette bunu hükümet olarak yapmakta kararlıyız. Önceliğimiz ve birinci hedefimiz, tasarrufu kamu harcamalarında uygulamak, enflasyonu yıkmak ve ekonomiyi rahatlatmaktır. Bunu daha önce biz başardık. Yeniden başaracağız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaret kapsamında, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşit’le ve Irak Başbakanı Sudani ile yaptıkları görüşmelerde son dönemde ivme şampiyon ilişkileri ele aldıklarını söyledi. Bağdat’tan sonradan Erbil’e geçtiklerini açıklayan Erdoğan, seyahatinin Erbil bölümünde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi liderleri ile verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktardı.

“TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEMİZ AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDECEK”

Değerlendirmelerinin peşinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın açıklamaları şöyle devam etti:

“Irak’ta da Suriye’de de bilhassa terör bataklığı yalnızca bizim çalışmamızla değil, buradaki her iki ülke yönetiminin müşterek gayretleriyle kurutulacaktır. Bunun yanına biz tüm terör örgütleriyle ayrımsız bir şekilde aralıksız mücadelemizi sürdürüyoruz. Özellikle Irak ve Suriye’de yuvalanmış PKK/PYD/YPG ile ilgili mücadelemiz uzun yıllardır bildiğiniz gibi detaylı bir şekilde sürüyor. Bundan sonradan da yine benzer kararlılıkla bu devam edecek. Gerek yurt içinde gerek sınırlarımızın derhal ötesinde, milletlerarası hukukun içinde ve komşularımızın toprak bütünlüğü noktasındaki hukukuna da saygılı olarak bu uğraş devam edecektir. Gönül ister ancak komşularımız topraklarından bize yönelen tehditler aleyhinde gereken tavrı kendileri koysun ve müşterek olarak bu mücadeleyi sürdürelim.

“PKK RESMEN TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLMELİ”

Biliyorsunuz Irak kısa zaman önce terör örgütü PKK’yı yasaklı örgüt bildiri etti. Ülkemizin bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdik. PKK’nın resmen terör örgütü ilan edilerek Irak’taki mevcudiyetinin sonlandırılması yönündeki beklentimizi bir defa daha vurguladı.

“TERÖRÜ PEK VEYA BÖYLE YOK EDECEĞİZ”

PKK/PYD/YPG terör örgütü Irak’ın da istikrarına, kalkınmasına, huzuruna bir tehdittir. Bu tehdidin ortadan kaldırılması Irak’ın da çıkarınadır. Ben inanıyorum oysa bu gerçeği görüyorlar ve bundan böyle bu pürüzün değil edilmesi için irade ortaya koyacaklardır. Irak’ın kalkınma vizyonunun, uluslararası yatırımların güvenliği için bu terör çukurlarının dümdüz edilmesi ve Irak için öngörülebilir yarınların inşa edilmesi şarttır. Biz terörü böylece veya böyle değil edeceğiz. Biz bu konuda kararlıyız. Terörle ve terör örgütleriyle birlikte yol yürüyenlere, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara meydanı asla bırakmayacağız.

IRAK’IN SU KONUSUNDAKİ TALEPLERİ

Burada kaynakların su konusunda akla yatkın kullanılması gereği laf konusu. Irak’ın su konusunda bizden talepleri bulunuyor. Bu noktada yapılması gereken dünyanın değişen iklim şartlarına yerinde yeni planlar, programlar ortaya hazırlamak ve suyun sürdürülebilir kullanımını tedarik etmektir. Akıldan çıkartmamak gerekir fakat bizim de minimum onlar değin su konusunda sıkıntımız bulunuyor.Türkiye de su zengini yok ve su stresi yaşamış ülkeler kategorisinde. Yani, kısa zaman içerisinde planlamalarımızı hayata geçiremezsek biz de su temini konusunda sorun yaşayabiliriz. Dolayısıyla temkinli adım atmamız gerekiyor. Bu doğrultuda yapılacak değerlendirmelerle bir ortak noktada buluşmak muhtemel olabilir. Teknik meseleler ayrıntılı incelenmeden, geleceğe karşın senaryolar oluşturmadan ‘yaptık oldu’ mantığıyla bunlar halledebilecek konular değildir. Türkiye bu konularda duygusal yok, mantıklı, uzlaşmacı ve çözüm odaklı bir girişim tarzını benimsemektedir ve buna devam edeceğiz. Yapacağımız iyi niyetle ve yapıcı bir yaklaşımla diyaloğu devam etmek, müşterek projeleri hayata vermek ve iki taraflı sorunumuza müşterek çözümler üretmektir. Çünkü su, çatışma arabulucu değil karşılıklı çıkarlarımıza hizmet edecek bir iş birliği alanı.

“GAZZE KONUSU ACILEN İSLAM DÜNYASININ EN ÖNEMLİ MESELESİDİR”

Gazze meselesine 7 Ekim öncesinin perspektifiyle bakarsak kusur ederiz. Çok daha hassas olmamız gerekiyor. İsrail’in eşi güya görülmemiş katliamlara imza atması ve Gazze’yi imha etmek üzere harekete geçmesi, bu konudaki girişim biçimlerini değiştirmesi gerekli. Gazze’nin İsrail göre ele geçirilmesi, diğer işgallerin de kapısını aralar. Gazze’nin, İsrailli hırsız teröristlerin yerleşimine açılması İsrail’i daha saldırgan, daha aldırışsız yapar. Buna da bizim müsaade etmemiz söz konusu olamaz. Dolayısıyla atmamız gereken adımlar var. İsrail’in bu şımarık, cani tavırları karşı bizler de Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ni devreye sokma, onlarla karşılıklı bazı adımları atma gayreti içinde olacağız.

İslam dünyası bu soykırımlara varan katliamlar zincirinin oluşturduğu titremeyle kendine gelmezse, reflekslerini adamakıllı kaybetme tehlikesiyle yüzleşir. Onun için de bizim burada sessiz kalmamız mümkün değildir. Tüm sinir uçları nerede ise onları harekete geçirmemiz şarttır. Gazze konusu şimdi İslam dünyasının en manâlı meselesidir. İslam dünyasının odaklanması, çözüm için hafıza yürütmesi, realist ve etkin politikalar üretmesi gereken yer Gazze’dir. Ayrıca Hamaslı yetkilerle ayrıca çoğu ülkenin liderleri ile bu konuları görüşmeye devam edeceğiz. Birinci gündem başlığımız bu konudur ve çözüm için elimizden gelenin fazlasını yapmayı sürdüreceğiz. Cümbür Cemaat bu konuyu görmezden gelebilir, unutabilir lakin bizim o kadar bir yaklaşımımız olamaz.

“HANİYE’Yİ İSRAİL’E KARŞI MÜCADELEDE KARARLILIK İÇERİSİNDE GÖRDÜM”

Sayın Haniye ile fiilen fazla dostça bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Haniye’yi İsrail’e aleyhinde mücadelede kararlılık içerisinde gördüm. Bu arkadaşça görüşmede gönülden gönüle uzanan bu bağın, Filistin’deki karşılığını hissettik. Filistinli kardeşlerimizle biz et-tırnak gibiyiz. Onların canı yanıyor ve kimse zannetmesin oysa biz gizli uyuyoruz. Bizi Gazze’deki, Nablus’taki, Kudüs’teki, Beytüllahim’deki, Ramallah’taki ve diğer tüm Filistin şehirlerindeki kardeşlerimizle ayrı bir yere koymaya kalkanlar büyük bir hezeyan içindedir. Onlar bizi bilir, biz onları biliriz. Bunu bundan önce de Birleşik Milletler Genel Kurulu’nda ve başkaca yaptığımız bütün açıklamalarımızda fazla açık, net zaten ortaya koyduk. Bundan sonradan da yeniden aynı şekilde biz bu tavrımızı sergilemeye devam edeceğiz.

“GAZZE’YE 45 BİN TON CİVARINDA YARDIM GÖNDERDİK”

Biz hiçbir zaman Hamaslılar dahil Filistinli kardeşlerimizi kendi başlarına bırakmayız. Bunun için şu ana değin Gazze’ye 45 bin ton civarında takviye gönderdik. Bu yardımlar hala devam ediyor ve edecek. Bunun yanında Ankara ve İstanbul’daki hastanelerimizde acilen yaralıları çare ediyoruz. Sahra hastanesi noktasında attığımız adımlarla biz bu kardeşlerimizin yanına olmaya devam edeceğiz. Bizim öykümüz Filistin Davası’ndan öbür yazılamaz. Ne mutlu ancak, Filistin Davası’nın büyük öyküsünde de bizim bir yerimiz vardır. Bunu Filistinli kardeşlerimiz tarafından bize yönelik söylenen naif sözlerden, oradaki çileli anaların ve yavruların dualarından anlıyoruz. Onların sevgisine, onların yüce gönüllülüğüne değer olabilirsek ne mutlu bize. Şairin deyimiyle insanlık için zaman daralıyor.Daralan vakitlerde Filistin için daha çok koşturmalı, yaslı yürekleri ferahlatacak, bebeklerin acı batmış çığlıklarını dindirecek bir gelecek için çalışmalıyız.

HAMAS YÖNETİMİNİN KATAR’DAN AYRILMASINA YÖNELİK İDDİALAR

Önemli olan Hamas liderlerinin nerede olduğu yok, Gazze’deki durumdur. Bu söylediğiniz konuyla ilgili olarak Katar’daki konumlarının ne olacağı hususunda doğrusu bana böyle bir bilgi gelmedi. Fakat Katar Emiri Sayın Şeyh Temim’in, bu kardeşlerimizle ilgili, onların Katar’daki pozisyonunu değil farz edecek bir adımı atacağına dair bir şey duymadım. Böyle bir adım atacağını da düşünmüyorum. Onlara karşısında olan samimiyeti, onlara karşı olan tavrı, tekrar tekrar ailenin bir ferdi gibidir. Bundan sonraki süreçte de yeniden onlara karşısında bu tavrın değişeceğine asla olasılık vermiyorum.

“NETANYAHU VE KABAHAT ORTAKLARI HESAP VERMEKTEN KAÇAMAYACAK”

İsrail’in gerçeklerden rahatsızlığının fiziksel kanıtı, bilhassa yazılmış, görsel medya mensuplarına yönelik bu saldırılarıdır. İsrail katliamlarının izlerini silmek, soykırım delillerini karartmak için bu saldırıları gerçekleştiriyor. Demokrasinden, insan haklarından, hürriyetlerden dem vuranlar bu tabloyu iyi analiz etmelidir.Yüzlerce basın mensubunun bu şekilde öldürülmesi dünyanın bu saldırılara karşısında, bu zulme aleyhinde sessiz kalması kavranabilir değildir. TRT mensubu kardeşimizin ağır yaralanmış olması da gerçekte bizler için bambaşka bir üzüntüyü beraberinde getiriyor. Rabbim sağlık durumu, sıhhat, afiyet lütfetsin inşallah. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar Milletlerarası Adalet Divanı önüne biz İsrail’in işlediği suçlara dair bütün belgeleri koyduk, koymaya devam edeceğiz. Biz gerçeği ortaya koymaya, İsrail’in cinayetlerini dillendirmeye devam edeceğiz. Şunu bilelim oysa, zamanın Hitler’i Netanyahu ve kabahat ortakları hesap vermekten kaçamayacak. O ne değin kaçarsa kaçsın, biz de o denli onu peşine düşüp takip edeceğiz. Bir gün mutlaka hak, masumların ve mazlumların hesabını onlardan soracak. Hak sormazsa tarih soracak.

“UMARIM ERMENİSTAN IÇTEN YOLU TERCİH EDER”

Artık bölgede yeni bir harmoni kuruluyor. Dayanaksız ezberlerin bir kenara bırakılma vakti geldi ve geçiyor. Zamanın gerçekleriyle hareket etmek, gerçeklikle bağı olmayan uydurma tarihi öykülerle hareket etmekten daima daha iyidir. acilen bunu Paşinyan da anlamış durumda. Tarihsel süreçte neyin ne olup bittiğini öncelikle tarihçiler ele alır. Bu konuda en başından beri fazla açık davrandık ve arşivlerimizi açabileceğimizi söyledik ve açtık. Hemen realist bir zeminde yeni bir yol haritaları oluşturma zamanıdır. Umarım Ermenistan, diasporanın kendilerini esir ettiği karanlıktan kurtulup, parlak yarınlar için yeni başlangıçlar yapma yolunu seçer. Fırsat kapıları sonsuza dek açık kalmaz. Onu açık kaldığı süre içerisinde iyi değerlendirmek lüzumlu. Yalnızca diaspora değil, birçok kışkırtıcı bu süreçte Ermenistan’ı, sizlerin de peşine düşüp takip ettiğiniz gibi, etkileme gayreti içerisinde. Bunların farkındayız. zaman zaman da bizler de uyarılarımızı yaptık. Umarım Ermenistan doğru yolu tercih eder ve yeni bir dönem başlar.

ÖZGÜR ÖZEL İLE GÖRÜŞME

Şu lahza itibariyle az önce böyle bir randevu talebi gelmiş yok. Lakin olabileceğini düşünüyoruz. Dünyada birçok alanda değişimden laf ediliyor. Sosyolojiler, teknolojiler, iklimler ve daha birçok zemin çok seri değişiyor. Bunu ayak uydurmak için de Türkiye’nin eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup reformcu ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. Yani bu konuda Cumhuriyet Irk Partisi’nin de böyle bir değişime yardım verebileceği düşüncesinde ve inancındayım. Bu görüşme sağlandığında natürel fakat anayasa konusu da bizim görüşme başlıklarımızın arasında yer alacaktır. Kaldı ama Meclis Başkanımızın da liderlerle oluşturacağı görüşmelerde bu konuları onlarla ele alma düşüncesinin olduğunu biliyorum. Açıkçası ben de bize fazla fakat çok rahat gelen bu mevcut anayasayla ilgili liderler olarak neler yapabiliriz, bunları konuşmakta menfaat var diye düşünüyorum. Sayın Özel’in bu ziyaretinin gerçekleşmesi halinde kendisiyle de bunları konuşarak böyle bir adımı atabileceğimizi kendisine teklif etmekten daha doğal bir şey olmaz. Biz Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en manâlı köşe taşlarından biri olan yeni tüzük çalışmalarıyla ilgili çalışmaktan, gayret etmekten geri durmayacağız. Milletimize yeni ve demokratik bir anayasa kazandırana kadar gayretimiz sürecektir.”

DEM PARTİ’YE TEPKİ: DAHA ÖNCE HUKUK ZEMİNİNDE HANGİ YANIT VERİLDİYSE AYNISININ ORTAYA KONMASI SÜRPRİZ OLMAZ

Erdoğan keza DEM Parti’yle ilgili, “Efendim son birkaç gündür DEM Parti’yle ilgili bir tartışma var. Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinin meclis açılışında İstiklal Marşı’nın okunmadığı ve Bayrağımızın kaldırıldığı iddiaları nedeniyle İçişleri Bakanlığı zaten mülki müfettiş görevlendirdi, bu kamuoyuyla paylaşıldı. Bugün Sayın Bahçeli’nin çok sert eleştirileri vardı. Sizin değerlendirmeleriniz nedir?” sorusuna şöyle cevap verdi:

“Bu konuyu İçişleri Bakanlığımız şu anda kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Türkiye’de hepimizi temsil eden değerler vardır. Bunları dışlamak, bunlara saygısızlık etmek, birlik ve bütünlüğümüze niyetlenmek anlamına kazanç ve natürel ancak hukuk devletinde bunun da bir karşılığı vardır. Bunları daha önce de söyledim. Teröre yardım tahsis etmek, terörle karşılıklı hareket etmek şüphesiz ki bizim değerler silsilemize saldırıdır ve bununla ilgili olarak da Anayasanın çok açık hükümleri vardır. Türk’ü de Kürt’ü de Laz’ı da Çerkez’i de diğer gruplar da bu ülkenin bağımsızlık ve eşit vatandaşlarıdır. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecek. Birliğimize ve bütünlüğümüze böylesine kışkırtıcı eylemlerle el uzatmaya kalkanlara bundan önce hukuk zemininde hangi yanıt verildiyse aynısının ortaya konması sürpriz olmaz. Buna bir defa herkesin hazırlanmış olması gerekir. Sayın Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu talimatlar Anayasa hükmünün icrasından diğer bir şey değildir. Benzer şart acilen benim için de geçerlidir. Tüzük’nın hükümlerini kimler çiğnemeye kalkıyorsa bedelini de ödemeye hazırlanmış olmalıdır.”

31 Mart Yerel Tercih Sonuçları İçin Tıklayın

Recep Tayyip Erdoğan Irak Finans Politika Ekonomi Aktüel Haberler

sizlere borsavadisi.com farkıyla sunulmuştur